Dakka’da düzenlenen basın toplantısında konuşan Bachelet, “Hükümet yetkililerine kelam konusu tezler hakkındaki derin korkumu lisana getirdim. Güvenlik alanındaki ıslahatla birlikte tarafsız, bağımsız ve şeffaf bir soruşturma yapılması gereğinin altını çizdim.” dedi.
Bachelet, ülkedeki yargısız infaz, gözaltında azap ve zorla kaybetme argümanlarına ait derin tasa duyduğunu aktardı.
Bangladeş’in temel BM insan hakları mutabakatlarına taraf olduğunu hatırlatan Bachelet, ülkenin, “Tüm Bireylerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Ait Milletlerarası Sözleşme”ye bağlı olmadığına dikkati çekti.
Bachelet, ülkedeki zorla kaybetmelerin ve yargısız infazların birçoklarının, Bangladeş güvenlik güçlerinden oluşturulan Süratli Hareket Taburu (RAB) ile ilişkilendirildiğini belirterek, savlara karşı tarafsız, bağımsız ve şeffaf soruşturma yapılması davetinde bulundu.
Komiser Bachelet, Bangladeş idaresine, zorla kaybetme, yargısız infaz üzere hususlardaki argümanlar nedeniyle mağdurların yakınları ve sivil toplumla iş birliği içinde bağımsız uzmanlardan oluşan bir düzenek kurmasını söylediğini aktardı.
Cox Bazar üzere kamplarda kalan Arakanlı Müslümanlarla ilgili güvenlik telaşlarını lisana getiren Bachelet, Arakanlı Müslümanların uygun yer oluşturulup ülkelerine dönmelerinden evvel, konuk kaldıkları kamplarda uygun ortam oluşturulması için davet yaptı.
ARAKANLI MÜSLÜMANLARA ETNİK TEMİZLİK
Arakan’da 2012’de Budistler ile Müslümanlar ortasında çatışmalar çıkmış, olaylarda birçok Müslüman binlerce kişi katledilmiş, yüzlerce mesken ve iş yeri ateşe verilmişti.
Arakan’daki hudut karakollarına 25 Ağustos 2017’de düzenlenen eş vakitli hücumları münasebet gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçiler, kitlesel şiddet aksiyonları başlatmıştı.
BM’ye nazaran Ağustos 2017’den sonra Arakan’daki baskı ve zulümden kaçıp Bangladeş’e sığınanların sayısı 900 bine ulaştı.
Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayımladıkları uydu imajlarıyla yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtladı.
Birleşmiş Milletler ve milletlerarası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti “etnik temizlik” ya da “soykırım” olarak isimlendiriyor.