Her türlü şiddet içeren olayın çocuklarda onarılması gereken izler bırakacağını belirten Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Bu sebeple vahşet ve şiddet üzere travmatik olaylara şahit olan bireylerin, hele ki çocuklarımızın, ruhsal takviye alarak bu yaşadıkları olaya dair hislerini düzenleyebilmesi, ileriki devirlerde karşılaşabilecekleri ruhsal ve psikiyatrik meseleleri önlemede epey faydalı olacaktır. diye konuştu.
Çocuğun gelişimiyle yakından ilgilenilmeli
Çocuğun şiddete eğilimin önlenmesinde ailelerin çocuklarının gelişimleriyle yakından ilgilenmesinin gerekli olduğunu vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, şunları söyledi:
“Çocuklarımızla yakın bağlantı kurmak, çocuğun hislerini anlamaya yönelik yaklaşım sergilemek, ebeveyn olarak uygun davranış ve his düzenlemelerimizle çocuğa model olmak ve en kıymetlisi çocuğun kendisine olan inanç hissini arttırmaya yönelik takviyeler vermek şuurlu ebeveyn yaklaşımlarıyla sağlanabilir.”
Kendini tabir edemeyen çocuk saldırganlaşabilir
Çocukların kendilerini tabir edemedikleri durumlarda ve de engellendiklerini düşündüklerinde saldırganlaşabileceğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Tehdit altında hissettikleri vakit bu hisle nasıl baş edeceğini bilemeyen ve fonksiyonel olmayan bir savunma sistemi geliştiren bireyler, her yaşta saldırgan davranışlar sergileyebilirler” ihtarında bulundu.
Şiddet içeren davranışlar sinyal veriyor
Çocukluk çağında saldırgan davranışlarla sıkça karşılaşabilineceğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Küçük yaşta ağlama, bağırma, etrafı dağıtmakla başlayan davranışlar yaş ilerledikçe ısırma, tükürme, itme, vurma ve tekme atma üzere davranışlarla artarak devam eder. Aileler hangi noktada yardım almaları gerektiği konusunda karışıklık yaşadıklarını sıklıkla lisana getirir. Çocuğun şiddet içeren davranışlar sergiliyor olması, ruhsal olarak zorlandığının sinyallerini bize verir” dedi.
Sürekli hale gelen ve artan davranışlar dikkate alınmalı
Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, kimi davranışların aileler tarafından dikkate alınmadığını belirterek, “Küçük yaşta kimi davranışlar ailelere eğlenceli ve sempatik gelebiliyor fakat bu davranışlar daima hale geliyor ve de artış gösteriyorsa burada alarm durumuna geçmek ve de profesyonel bir yardım almak daha sonraki periyotlarda yıkım yaşamamak açısından kıymetli bir ihtiyaçtır” ikazında bulundu.
Sakinleşme köşesi oluşturulabilir
Şiddete eğilimli çocuğun âlâ yönlendirilmesinin kıymetine de dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, şunları söyledi:
“Eğer çocuk şiddet içerikli hareketlerde bulunuyor ise çocuğun hissini anlayıp tanıması için yardımcı olmak uygun olacaktır ve sonrasında bu duyguyu nasıl sakinleştirebileceği ile ilgili yönlendirilmelidir ki fonksiyonel olan bir tahlil öğrenebilsin. Örneğin öfkelenen bir çocuğun kendisini sakinleştirebilmesi için evvelden birlikte hazırlanmış bir sakinleşme köşesi hazırlanabilir. Bu alanda çocuğun kendisine ya da etrafına ziyan veremeyeceği ve çocuğun yaşına uygun gereçlere yer vermek uygun olacaktır.
Çeşitli malzemeler kullanılabilir
Örneğin küçük yaş çocuklarda ponponlar, squishy üzere yumuşak oyuncaklar, oyun hamuru, gerilim çarkı, gerilim küpü, pop it üzere oyuncaklara yer verilebilirken; ileriki yaşlarda ise çocuğun ilgisine nazaran fotoğraf ya da müzik üzere alanlarla ilgili malzemeler, gerilim topları ya da müzik dinleyebileceği bir aygıt üzere gereçler hazırlanabilir. Bu türlü bir alan sunarak, çocuğun kendini öfkeli hissettiği ve saldırganlık dürtüsünün ağırlaştığı vakitleri fark ederek kendisini sakinleştirebileceği, güç ve tansiyonunu atabileceği bir tahlil üretmesine yardımcı olabiliriz.”
Sosyal izolasyon yabancılaşma ve duyarsızlaşmaya yol açıyor
Özellikle teknolojiyle birlikte çocukların ve gençlerin yaşadığı yalnızlığa dikkat çeken Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Son devirde internet kullanımının yaygınlaşması çocuk ve ergenleri epeyce yalnızlaştırmış durumda, bu sebeple toplumsal olarak yalnızlaşan çocuklar kendilerini söz etmekte zorlanır hale gelmekteler. Toplumsal izolasyon çocukların kendini tabir etmekten daha da uzaklaşmasına ve de kendi hislerine yabancılaşmasına, oburlarının hislerine karşı ise duyarsızlaşmasına sebep olmaktadır. Bu sebeple çocuklar internet ile büsbütün baş başa bırakılmamalıdır ki toplumsal yoksunlukla şiddete yakınlaşmasınlar” dedi.
Küçük yaştan itibaren yakın ilgi kurulmalı
Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, çocukla kurulacak hakikat irtibat ve sağlıklı bağlantıyla ilgili anne ve babalara tavsiyelerini şöyle sıraladı:
“Çocuklarımızla küçük yaştan itibaren yakın münasebet içinde olursak, onun istek ve gereksinimlerini uygun vakitte tespit eder ve de doyurabilirsek ileride karşılaşabileceği birçok sorunun önüne geçebilmemiz mümkün. Çocuklarımızı yetiştirirken, onların hislerini anlamaya çalışmak, bunu onlara hissettirmek, anlayış, sevgi ve ilgimizi çokça hissettirerek itimat hissini arttırmak hayli değerlidir. Saldırganlıkla sonuçlanabilecek ağır hisleri yanlışsız vakitte fark etmek ve uygun halde yönetebilmek küçük yaştan itibaren aile içinde öğretilirse toplumda tesiri süratle görülecektir.”