AVRUPA’da kırmızı alarma neden olan sıcaklıklar, Türkiye’de de kendini hissettirmeye başladı. Prof. Dr. Cengiz Köksal, “Sıcak havaların etkisiyle bozulan sıvı mineral dengesi kalp şikayetlerini tetikliyor. Özlellikle kalp kapak hastalığı olanların dikkatli olması gerekiyor. Gerekirse ilaç dozlarının yeniden ayarlanması gerekebiliyor” dedi.
Son günlerde Avrupa’yı etkisi altına alan hava sıcaklıkları, bazı bölgelerde ulusal acil durum ilan edilmesine neden oldu. Uzmanlar yaz aylarının bugüne kadar rüzgarın etkisiyle serin geçtiğini fakat önümüzdeki günlerde Avrupa’da görülen sıcaklıkların Türkiye’de de hissedileceğini belirtiyor. Özellikle Marmara ve Ege bölgesinde kendini hissettirecek sıcak hava, nem ile birleşince kronik kalp hastaları için ciddi tehlike oluşturabilecek. Kronik kalp hastaları için uyarıda bulunan Bezmialem Vakıf Üniversitesi, Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cengiz Köksal, “Yaz aylarında artan sıcaklık ve nem, kronik kalp rahatsızlığı olan hastaları maalesef olumsuz etkiliyor. Özellikle kalp kapak hastalığı olan kişilerde, şikayetlerin artması ve mevcut durumun kötüleşmesinin yanında en sık görülen şikayetler; nefes darlığı, çarpıntı ve göğüs ağrısı” dedi.
“İLAÇ DOZLARININ YENİDEN AYARLANMASI GEREKEBİLİR”
Sıcak havanın terleme ve sıvı kaybıyla birlikte şikayetlere neden olduğunu dile getiren Prof. Dr. Cengiz Köksal, “Kalp kapak hastalığı olan hastaların düzenli kullanması gereken ilaçlar vardır ve bu ilaçların idrar söktürücü ve tansiyon düşürücü etkileri mevcut. Sıcaklıklar nedeniyle sıklıkla görülen terleme, sıvı kaybıyla beraber vücuttan bazı minerallerin uzaklaştırılmasına neden olduğundan kapak hastalarında, ilaçların etkisini arttırarak, vücutta sıvı-mineral dengesini de bozabiliyor. Bu nedenle kalp kapak hastalığı olan bireyler, yaz aylarında da ilaçlarını doktorlarının önerdiği şekilde kullanmaya devam etmeli ve düzenli doktor kontrollerini mutlaka yaptırmalıdır. Aşırı yorgunluk ve halsizlik şikayetleri varsa doktora danışılarak idrar söktürücü ve tansiyon ilaçlarının dozunun azaltılması gerekebilir.” diye konuştu.
“AŞIRI EFORDAN UZAK DURULMALI”
Prof. Dr. Cengiz Köksal, “Günde en az 1,5-2 litre su tüketilmeli, Akdeniz mutfağına uygun beslenilmeli, güneş ışınlarının en yoğun olduğu saatlerde dışarı çıkılmamalı, serin ve gölge ortamlar tercih edilmelidir. Dışarı çıkılması gereken durumlarda ise aşırı efordan uzak durularak, güneşten koruyucu şapka ve güneş gözlüğü kullanılmalı, dışarıda kalınan süre de mümkün olduğunca azaltılmalıdır. Unutulmaması gereken önemli bir husus da, nefes darlığı, çarpıntı ve göğüs ağrısı gibi şikayetlerin artması durumunda hemen bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğidir.” ifadelerini kullandı.